SÖYLENTİNİN FELSEFESİ: SOKRATES'TEN SOSYAL MEDYAYA
Mladen Dolar
Çeviren: Can Koçak
Sokrates, MÖ 399 yılında Atina mahkemesinde yargılanırken, en çok korktuğu düşmanlarının orada bulunmayanlar olduğunu söyler: Yıllardır hakkında söylentiler yayan, ama hiçbir zaman yüzleşemediği hayaletler... Gölgelere karşı savaşmak gibiydi bu. Hakikatin ve aklın sembolü olan Sokrates, sonunda yalanlarla örülmüş söylentilere yenilmişti.
Peki, söylentilerin bu tuhaf gücü nereden gelir? Herkes temelsiz olduklarını bilir, ama yine de onları yaymaktan geri durmaz. Önemsiz bir esinti gibi başlayan bir laf, zamanla fırtınaya dönüşebilir. Çağımızın önde gelen psikanalitik düşünürlerinden Mladen Dolar bu kısa ama sarsıcı kitabında, söylentilerin hayatları nasıl altüst ettiğini felsefi bir bakışla inceliyor: Shakespeare ve Cervantes’ten Gogol ve Kafka’ya uzanan kültürel bir yolculukla, söylentinin tarih boyunca büründüğü şekillere ışık tutuyor.
Ama mesele yalnızca geçmişe dair değil. Dolar, internetin ve sosyal medyanın ortaya çıkışıyla birlikte söylentinin toplumsal yapının dokusuna nasıl işlediğini de gösteriyor. Öyle ki, artık bir “söylentileşmiş toplum”dan söz etmek bile mümkün. İletişimin arttığı her an, toplumsal bağların çözülme ihtimali de artıyor. İşte bu yüzden, söylentinin olası yıkıcı etkilerini kavrayabilmek ve buna karşı stratejiler geliştirebilmek hayati önem taşıyor.
Kulaktan kulağa yayılanlarla hayatlarımızın nasıl biçimlendiğini merak ediyorsanız, bu kitap kesinlikle ilginizi çekecek.
top of page
200,00₺Fiyat
bottom of page